Kanserle ilgili her geçen gün yeni teşhis ve tedavi prosedürleri gündeme geliyor.
“Radyonüklid tedaviler” olarak isimlendirilen akıllı tedavi yolu ile damar yoluyla bedene verilen radyasyonun direkt kanserli tümörlere ulaşarak gayeye odaklı bir tedavi imkânı sunduğunu vurgulayan Anadolu Sıhhat Merkezi Hastanesi Nükleer Tıp Kısmı Yöneticisi Doç. Dr. Kezban Berberoğlu, “Radyonüklid tedaviler, prostat kanseri ve nöroendokrin tümörler üzere hastalıkların tedavisinde kıymetli bir fark yaratıyor. Hastalara, kemoterapi ve radyoterapiden farklı olarak ekstra bir tedavi metodu sunuyor. Bunlara ‘akıllı radyasyon tedavileri’ de diyebiliriz” açıklamasında bulundu.
Damar yoluyla hastaya verilen, tümör dokusunu maksat alan unsur ile işaretlenmiş radyasyon, bedendeki tüm tümör hücrelerini buluyor. Tıpkı bir radyoterapi üzere lakin tümöre içeriden, iç radyasyonla ulaşıyor. Üstelik ismi üzerinde, amaca yönelik bir tedavi ve bu sayede bedendeki sağlıklı hücreler de ziyan görmüyor. Hastanın hayat kalitesi bozulmadığı üzere, ömür müddeti de uzuyor. Başka sağlıklı doku ve organlara dokunmadan yalnızca tümörlere odaklanan bu tedavi “akıllı radyasyon tedavileri” olarak da isimlendiriliyor.
Radyonüklid tedavilerin bilhassa tiroit kanserleri, metastatik nöroendokrin tümörler ve metastatik prostat kanserlerinde uygulandığını söyleyen Anadolu Sıhhat Merkezi Hastanesi Nükleer Tıp Kısmı Yöneticisi Doç. Dr. Kezban Berberoğlu, “Ayrıca semptomatik kemik metastazlarında da uygun hastalarda kullanılıyor. Hastalara, kemoterapi ve radyoterapiden farklı olarak ekstra bir tedavi usulü sunuyor. Bilindiği üzere nükleer tıp kısımlarında hastalıkların tanısı için kimi radyoaktif hususlar kullanılıyor. Bu radyoaktif olan kısma, organa özel ya da yapılmak istenen uygulamaya özel unsurlar ekleniyor” dedi.
Radyoterapi ve kemoterapiye ek yöntem
Radyonüklid tedavilere, ekseriyetle radyoterapi ve kemoterapi tedavilerinin pek tesirli olmadığı vakitlerde başvurulduğunun altını çizen Doç. Dr. Kezban Berberoğlu, “Aslında birçok vakit tedaviler birbirini tamamlıyor. Pek çok branşın bir ortada olduğu, birbirinden takviye aldığı bir ortamda ise tedavinin ne vakit uygulanması gerektiği grupça kıymetlendirilerek belirleniyor” açıklamasında bulundu.
Özellikle prostat kanseri ve nöroendokrin tümörlerde radyonüklid tedavilerin kıymetli bir fark yarattığını vurgulayan Nükleer Tıp Kısmı Yöneticisi Doç. Dr. Kezban Berberoğlu, “Hastalara, kemoterapi ve radyoterapiden farklı olarak ekstra bir tedavi sistemi sunuyor. Metot bilhassa hormona dirençli metastatik prostat kanseri ve nöroendokrin tümör tanısı almış hastalarda kullanılıyor. Metastatik prostat kanseri olan ve tedaviye karşılığı olmayan hastaların tedaviye karşılık verdiği ve ağrılarının azaldığı söylenebilir. Bu esnada yan tesir ortaya çıkmadığı için bu devirde rahat bir vakit geçiriyorlar. Bilhassa de yaşlı hastalar için bu çok kıymetli bir unsur” diye konuştu.
Multidisipliner çalışma gerektiriyor
Prostat kanserinin tedavisinde multidisipliner çalışmanın değerinin her geçen gün daha da arttığını belirten Doç. Dr. Kezban Berberoğlu, “Nükleer tıp uzmanları olarak, prostat kanseri tanısı alan hastalar için öbür tüm disiplinlerle ortak hareket ediyor ve hasta için en ülkü olacak tedavi seçeneğine ulaşmayı hedefliyoruz” biçiminde konuştu.
Radyonüklid tedaviler 2 ayda bir uygulanıyor
Kanserin tamamını yok etmek için verilmesi gereken radyasyon dozunun çok yüksek olduğunun altını çizen Doç. Dr. Kezban Berberoğlu, “Bunun tek seferde uygulanması gerçek değil zira radyasyon yüksek dozda verildiğinde sağlıklı hücreler de ölüyor. Hasebiyle bu tedaviler 2 ayda bir, 4-6 kür olacak formda uygulanmalı. Tedavi sırasında yan tesir mümkünlüğünün az olması ve tedaviye alınan düzgün karşılıklar sayesinde hastalara hayli konforlu bir tedavi imkanı sunulmuş oluyor” dedi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
