Beyin tümörlerinin en sık görülen belirtisi baş ağrısı!
Alerji geçmişi olanlarda beyin tümörü oluşumu daha az
Cep telefonu ya da Wi-Fi modemlerin beyin tümörü gelişimine katkısı yok
Beyindeki olağandışı hücrelerin denetimsiz bir formda büyüyerek beyinde kitle oluşturmasına beyin tümörü denildiğini kaydeden uzmanlar, bedenin öbür bir noktasında kanserli bir dokunun olmasının beyin tümörlerine neden olduğunu söylüyor. Alerji geçmişi olan insanlarda beyin tümörü oluşumunun daha az olduğuna işaret eden Beyin ve Hudut Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre Ünal, “Beyin tümörü şuur bulanıklığı, şuur değişikliği, koma hali, beyin tümörünün olduğu bölge itibariyle bedenin çeşitli noktalarında felç oluşumu üzere önemli meselelere da neden olabilir.” dedi.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Beyin ve Hudut Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre Ünal, beyin tümörleri, cep telefonunun tesirleri, belirtileri ve tedavi teknikleri hakkında bilgi verdi.
Birincil sebep genetik…
Beyindeki olağandışı hücrelerin denetimsiz bir halde büyüyerek beyinde kitle oluşturmasına beyin tümörü denildiğini söz eden Op. Dr. Emre Ünal, birtakım beyin tümörlerinin beyni rahatsız edip ezebildiğini ya da hiçbir sorun yaratmayabildiğini söyledi. Op. Dr. Emre Ünal, şunları kaydetti:
“Şimdiye kadar yapılan araştırmalarda ailevi geçiş en sık sebeplerden bir tanesi olarak gösterilmiştir. Bunun dışında radyasyona uzun bir müddet maruz kalmak, çevresel faktörler, şekerli besinden fazla tüketmek üzere sebepler de az ölçüde da olsa gösterilmiştir. Alerji geçmişi olan insanlarda beyin tümörü oluşumunun daha az olduğu da gösterilmiştir. Bunun dışında da beyin tümörlerine en sık sebebiyet veren durumlardan bir tanesi de bedenin öteki bir noktasında kanserli bir dokunun olmasıdır.”
Beyin tümörünün belirtileri nelerdir?
Beyin tümörünün belirtilerinin, beynin neresinde olduğuna nazaran değişiklik gösterdiğini anlatan Op. Dr. Emre Ünal, şöyle devam etti:
“Beyin tümörlerinin en sık görülen belirtilerinden bir tanesi baş ağrısıdır. Sara nöbeti, dengesizlik yapma ihtimali de var. Tümör beynin art bölgesindeyse görme sorunu da yapabiliyor. Hormonal değişiklikler yapma ihtimali var. Olduğu yer itibariyle dengesizlik, baş dönmesi yapabiliyor. Bunlar ekseriyetle başlangıç belirtileridir lakin ileri evrelerinde beyin tümörü şuur bulanıklığı, şuur değişikliği, koma hâli, beyin tümörünün olduğu bölge itibariyle bedenin çeşitli noktalarında felç oluşumu üzere önemli meselelere da neden olabilir.”
Cep telefonunun yaydığı radyasyonla beyin tümörü oluşumuna sebebiyet veren radyasyon farklı
Radyasyonun beyin tümörünü oluşturucu tesirlerinin bilindiğini söz eden Op. Dr. Emre Ünal, şu bilgileri verdi:
“Bu ispatlanmış bir şey. Cep telefonunun da radyasyonu yaydığı bilinen bir gerçek. Lakin cep telefonunun yaydığı radyasyonla beyin tümörü oluşumuna sebebiyet veren radyasyon farklıdır. 10-15 sene üzerinde yapılan çalışmalarda gösterilmiştir ki cep telefonunun yaydığı radyasyon, beyin tümörüne sebebiyet vermemektedir. Bu bağlamda düşünüldüğü vakit evimizdeki mikrodalga fırın, radyo, televizyon üzere teknolojik aletler de az ölçüde da olsa radyasyon yaymaktadır.
Cep telefonu, televizyon ya da wi-fi modemlerin beyin tümörü gelişimine katkısı yok
Ancak burada anahtar olan söz iyonize radyasyondur. Yani bir x-ray ışını yayan tomografi üzere aygıtlardan yayılan ışınlar, beyin tümörüne sebebiyet verebilir. Lakin bunlarda da uzun periyodik maruz kalan insanlarda beyin tümörüne sebebiyet verir. Cep telefonu, televizyon ya da evimizdeki wi-fi modemler üzere aygıtlar iyonize radyasyon yaymadığı için bunların beyin tümörü gelişimine katkısı olmadığı gösterilmiştir.”
Teşhis için hastanın anlattıkları önemli
Beyin tümörü teşhisindeki en değerli noktanın hastanın tahlili olduğunu kaydeden Beyin ve Hudut Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre Ünal, “Hastanın anlattıkları kıymetlidir. Kesinlikle hastanın bir nöroloji yahut beyin cerrahisi uzmanı tarafından yapılan detaylı nörolojik muayenesi ile devam edilir teşhise. Şayet bu iki olgudan yani ham anamnezden (hastanın anlattıklarından) hem de muayeneden beyin tümörünü andıran bulgulara erişilirse kesinlikle ilaçlı bir beyin MR’ı görmek gerekir. Bu tüm dünyada kabul edilen altın standarttır. Olağan bir beyin MR’ı beyin tümörünü göstermeyebilir. Bizim kontrastlı dediğimiz yani damardan ilaç verilerek yapılan MR’lar bizim için temel yol göstericidir. Ama hastanın bedeninin aşikâr noktalarında metal cisimler olduğu durumlarda MR yerine ilaçlı tomografi de tercih edilebilir.” biçiminde anlattı.
100’ün üzerinde çeşitte beyin tümörü var
Op. Dr. Emre Ünal, 100’ün üzerinde çeşitte beyin tümörü var olduğunu da kaydederek, “Her çeşidin de kendine nazaran bir tedavi modalitesi vardır. Kimi beyin tümörlerine direkt ameliyat etmek gerekir, kimi beyin tümörlerine ışın tedavisi vermek gerekir. Hangisinin yahut hangilerinin birlikte seçileceğine hastanın hem muayene bulgularına hem de MR manzaralarına nazaran karar verilir. Ancak çoklukla beyin tümörlerinde öncelikle ameliyat tercih edilir. Ameliyat esnasında alınan kesimin sonucuna nazaran hangi tedaviye devam edileceğine karar verilir.” dedi.
Beyin tümörü ameliyatları riskli mi?
Her ameliyatın kendine nazaran kesinlikle riskinin olduğunu belirten Op. Dr. Emre Ünal, “1900’lü yıllarda Harvey Cushing’in işi ele almasıyla beyin tümörü ameliyatlarının riskleri önemli oranda düştü. Gazi Yaşargil’in bu ameliyatlara mikroskobu eklemesiyle beyin tümörü ameliyatları artık eskisi kadar riskli ameliyatlar değildi. Hatta günümüzde yüksek teknolojiyle birlikte vefat riskleri beyin ameliyatlarında yüzde 1’in altına düşmüştür. Birtakım beyin tümörlerinin ameliyatla büsbütün sonlandırıldığı, tam bir tedavi yapıldığı, hayatı boyunca da hastanın bununla ilgili rastgele bir sıkıntıyla karşılaşmadığı tümör çeşitleri de mevcuttur.” diye konuştu.
Günümüzde beyin tümörü ameliyatlarının düşük riskli olmasının sebeplerinin nöron monitörizasyon, nöronavigasyon ve mikroskop üzere yüksek teknoloji içeren aygıtların kullanılması olduğunu da anlatan Op. Dr. Emre Ünal, tümör boyama üzere çok yüksek teknolojiye sahip olan mikroskoplarla bu şekil beyin tümörü ameliyatlarının çok yüksek itimatla yapılabildiğini, yüksek teknoloji ile yapılan beyin ameliyatları sonrasında yüzde 90’ın üzerinde muvaffakiyet oranı olduğunu, hastaların bir gün sonra yürüyüp iki üç gün içerisinde de taburcu olabilecek hâle gelebildiğini kelamlarına ekledi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
