Halk ortasında yüksek tansiyon olarak da bilinen hipertansiyon, kalp ve damar sıhhatini tehdit eden değerli bir sıhhat sorunu.

Atar damarlardaki kan basıncının çok yüksek olması manasına gelen hipertansiyon tüm dünyada ve Türkiye’de kardiyovasküler hastalıklar için en yaygın risk faktörü olmaya devam ediyor.

Kalp damar hastalıkları, Amerika Birleşik Devletleri’nde ve birden fazla gelişmiş ülkelerde bayanların en sık ömür kaybı nedenlerinden biri ve her dört bayandan birinin hayatına mal oluyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ayça Türer Cabbar, riskin bu kadar ağır olmasına rağmen bu bahiste kâfi şuur seviyesinin oluşamadığına işaret etti.

Dünya Sıhhat Örgütü datalarına nazaran 1,3 milyar kişi hipertansiyonla yaşıyor ve bu hastaların da yüzde 10-12’sini dirençli hipertansiyon hastaları oluşturuyor. Direnç gelişen bireylerde hipertansiyonun yarattığı hasarın katlanarak arttığına dikkat çeken Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Buturak, ilaç tedavisine karşın cevap alınamayan bu hasta kümesinde bütüncül tedavinin kıymetine işaret etti.

Koroner arter hastalığından kalp krizine, anevrizmadan böbrek yetersizliğine, inmeden görme kaybına… Uzun yıllar hiçbir belirti vermediği için ‘sinsi hastalık’ olarak nitelendirilen hipertansiyon bedenimizde geri dönüşümsüz hasara, dahası mevte bile neden olabilen önemli bir hastalık

Kan basıncı yüksekliği manasına gelen hipertansiyon; kalp yetmezliği, kalp krizi, atriyal fibrilasyon üzere birtakım ritim bozuklukları, kronik böbrek hastalığı üzere çeşitli rahatsızlıklar için önlenebilir risk faktörlerinin başında geliyor.